3.Ödüllü Vaka Kazananı
Rabia Duman Tepe
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
3.Ödüllü Vaka Kazananı
ELİFHAN ATLIHAN ALAGÖZ
Bezmialem Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
Cevap:
Ali Temelci1, Gürkan Ünsal2, Özüm Tunçyürek3, Ferhat Erişir4
1- Yakın Doğu Üniversitesi, Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı
2- Yakın Doğu Üniversitesi, Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı
3- Yakın Doğu Üniversitesi, Radyodiagnostik Anabilim Dalı
4- Yakın Doğu Üniversitesi, Kulak-Burun-Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı
GENEL BİLGİLER
Sinonazal keratinize skuamöz hücreli karsinom (KSCC), paranazal sinüslerin yüzey epitelinde ve burun boşluğunda skuamöz farklılaşmadan kaynaklanan malign bir epitelyal tümördür. Sinonazal KSCC'ler, skuamöz hücreli karsinom (SCC) için en az sıklıkta görülen bölge sinonazal yol olduğundan, nadir görülen lezyonlardır. KSCC'ler için erkek:kadın oranı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2:1 olarak bildirilmiş ve en çok altıncı ve yedinci dekattaki hastalarda görülmektedir. Deri tozu ve ahşap tozu gibi endüstriyel maruziyetler ve sigara kullanımı sinonazal KSCC riskini artırır. HPV enfeksiyonunun varlığı genellikle KSCC'lerden ziyade non-keratinize SCC'lerle ilişkilidir.
KSCC'ler sırasıyla en sık maksiller sinüsü, bunu burun boşluğunu ve etmoid sinüsü etkiler. Sinüs karsinomları genellikle daha geç ve daha yüksek evrede tanı aldığından, nazal kavite karsinomları paranazal sinüs karsinomlarından daha iyi prognoza sahiptir. Sinonazal SCC için 5 yıllık genel sağkalım oranı yaklaşık %50-60 olarak bildirilmiştir ve bölgesel lenf nodu metastazı KSCC'ler için yaygın değildir.
Bu vaka raporunun amacı, maksiller sinüs yerleşimli bir KSCC olgusunun klinik, ortopantomografi, Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) özelliklerini sunmaktır.
OLGU SUNUMU
47 yaşında kadın hasta sol yanağında ağrısız şişlik şikayeti ile kliniğimize başvurdu (Resim 1). Hastanın herhangi bir sistemik hastalığı veya ameliyat öyküsü olmadığı için anamnezinde karakteristik bir özellik yoktu. Vital bulguları stabildi. Ekstraoral muayenede, üstte cilt deformitesi olmayan, maksiller sol posterior bölgede sert ve non-fluktan bir şişlik saptandı. Servikal lenf nodları incelendi ve palpe edilebilen submental veya submandibular lenfadenopati saptanmadı. Ağız içi muayenede, birkaç dentin çürüğü ve orta derecede horizontal alveolar kemik kaybı görüldü. Belirgin bir mukozal değişiklik olmadığı için radyolojik incelemeye başlamak için ortopantomogram (OPG) değerlendirmesi yapıldı.
OPG'de daha az belirgin ve radyoopak yapıda maksiller sinüs lateral duvarı ve maksiller sinüs tabanı tespit edildi. Sol maksiller sinüsün internal yapısını kaplayan bir opasite tespit edildi (Şekil 2). Patolojik kırık veya lamina dura kaybı görülmedi. Sol maksiller sinüsün opasitesini değerlendirmek için KIBT görüntüsü elde edildi. KIBT'ta sol maksiller sinüste 40 mm x 40 mm boyutunda lateral ve posterior duvarlarda yıkıma neden olmş maksiller sinüs internal yapısına göre hiperdens lezyon saptandı (Şekil 3). KIBT yumuşak doku lezyonlarını çevre yumuşak dokudan ayırt edemediği ve yumuşak doku invazyonu/ekstansiyonunu ortaya çıkaramadığı için manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile değerlendirme planlandı..
MR Bulguları
Koronal Plan T2 kesitlerinde sol maksiller sinüste genişlemeye neden olan yüksek sinyalli ve heterojen iç yapılı kitle tespit edildi. Kitlenin çoğunluğu heterojen sıvı-nekrotik sinyale sahipti. Kontrast öncesi T1 koronal düzlem yağ baskılama sekansında, kitle daha yüksek sinyalle cilt altı yağ dokusuna uzanıyordu. Difüzyon ağırlıklı görüntüler kısıtlama gösterdi ve kontrast sonrası görüntüler aksiyel kesitlerde lezyonun solid bileşenlerinde kontrast artışı gösterdi.
Tanı
Hastanın klinik görünümü, lezyonun kesitlerde görülen sınırları belirsiz ve yıkıma neden olan karakteri göz önüne alındığında, ilk tanımız maksiller sinüsün yüzey epitelinden kaynaklanan skuamöz hücreli karsinomdu. Lezyonun histopatolojik yapısını değerlendirmek için insizyonel biyopsi yapıldı. Histopatolojik analiz, zayıf farklılaşmış keratinize skuamöz hücreli karsinomu önerdi. Multidisipliner ekip, selektif boyun diseksiyonu uygulanmamasını ve maksillektomi yapılmasını önerdi.